Küçük Sırlar
5 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
Küçük Sırlar
Yapım:2010 ~ Türkiye
Tür:Dram, Gençlik, Komedi, Romantik
Yönetmen:Kerem Çakıroğlu
Oyuncular:Sinem Kobal, Burak Özçivit, Şenay Gürler, Birkan Sokullu, Merve Boluğur, Şebnem Dönmez, Mehmetcan Mincinozlu, İpek Karapınar, Ecem Uzun, Yıldız Kültür, Ebru Akel, Dilara öztunç, Kadir Doğulu, Nazlı Gonca Vuslateri, Enginay Gültekin, Yıldırım Urağ
Senaryo:Aylin Alıveren, Nukret Bıçakçı
Yapımcı:Timur Savcı Görüntü
Yönetmeni:Alper Derli
Müzik:Teoman, Atiye Deniz
Filmin Websitesi:www.kucuksirlar.tv
Süre:1 saat 45 dk
Sahip oldukları paranın, dolayısıyla sahip oldukları gücün sınırı yok. Hikayenin ana temaları; masumiyet, büyümek, sırlar ve popüler olmak, sevilmek ve hayatta kalmak için söylemek zorunda olduğumuz yalanlar.
Masumiyet bütün karakterlerin hayatlarının farklı yerlerinde işlense de aslında en çok dizinin başkahramanı Su’nun hikayesini şekillendiriyor. Su yaşadığı dünyanın en pırıltılı, en beğenilen, en konuşulan, en özenilen kızı. Diğerleri gibi ‘vampir’ olmamaya, ‘temiz’ kalmaya, kendine yeni bir yol çizmeye çalışıyor. Ama o dünyanın dışında kalmak kolay değil. O dünyanın içinde durmak da. Ama hiçbiri, tam ortada durmak kadar zor değil.
Küçük Sırlar’da aşkın ve popülerliğin hayatın merkezi olduğu, sert olduğu kadar eğlenceli yönleriyle gençlerin; karanlık, karmaşık, sevgiyle olduğu kadar çaresizlik ve nefretle örülen ailelerinin hikayeleri anlatılıyor.
Küçük Sırlar’ın kahramanlarının hemen hemen hepsi ‘vitrinde yaşıyor.’ Gözümüz kahramanların hemen hemen hepsini magazin eklerinin ikinci sayfa haberlerinden ısırıyor. Bu nedenle çok uzak gibi görünseler de çok yakınlar. Onlar daha büyük arenalarda ve daha güçlü düşmanlarla savaşsa da yaraları, duyguları, aşkları, sevgi ve nefretleri hepimizinki gibi.
Dizide diğer yerli dizilerin kurgu ve hikayelerinden farklı, hızlı ve yoğun bir anlatım tarzı yaratılırken kahramanların hayatlarında önemli bir yeri olan Facebook, Twitter ve cep telefonları da hikayelerinin gelişiminde kullanılıyor.
VD- İnsan
- Mesaj Sayısı : 42
Nerden : Boşuna Uğraşma Bulamazsın...
Geri: Küçük Sırlar
Gossip Girl den sonra insana korku-komedi karışımı dizi gibi geliyor insana. GGyi izlemesem de böyle düşünür müydüm? Evet. Herkesin(fakir olması gereken çocuğun bile kullandığı telefon 1.300 Tl) aynı telefonu kullanması ve o arabalar beni öldürüyor. Ayrıca GG de her şey mükemmel ama normal gibi. Ama bu dizide her şey basit. Evet evet basit. Giydikleri elbiselerin fiyatı umurumda bile değil. Eğer güzelim elbisenin altına babet giyiyorsa, git işine derim ben. Ayrıca hiçbir insan tamamen iyi ve madur olamaz. Vede o kadar parası olan bir kız, anneannesiyle mi gezer arkadaşım ya bide ilk bölümde okuldan almıştı, ne gülmüştüm yaa . Benim annemle alışverişe gitmişliğim yok. Böyle sayfalarca gider iki bölüm izledim ve daha fazla dayanamadım. Arada sırada canım sıkılınca ekşi sözlük okuyorum, yazdıkları çok güldürüyor beni
urania- Site Sahibi
- Mesaj Sayısı : 63
Yaş : 30
Geri: Küçük Sırlar
Herkesin aynı telefonu kullanması beni de güldürüyor Giyim tarzlarından iğrenmiyorum ama fazla abarttıkları da oluyor. Ekşi sözlüğe bakardak zavallı küçük sırlar derim Yinede gossip girl 'den feci bir fark yok aralarında , Şu Ayşegül yani Merve kötü kız rolünü hiç mi hiç oynayamıyor . Beni delirten ve güldüren de o Nasıl abartılı hareket ediyor, bir insan bu kadar mı kötü kız rolünü oynayamaz
VD- İnsan
- Mesaj Sayısı : 42
Nerden : Boşuna Uğraşma Bulamazsın...
Geri: Küçük Sırlar
Ben özel okulda burslu okuyorum, ama hiç böyle tipleri görmedim, ya da benim arkadaş çevrem mi inek tiplilerden oluşuyordu bilemeyeceğim. Yani bu tarz insanların cinselliği yaşamaları olsun, arkadaşlıkları olsun çok iğreti ve gerçek dışı duruyor. Her türlü arkadaşım vardır: evlisi de bekarı da, tembeli de zayıfı da, çirkini de güzeli de... Ama kalkıp bu tarz entrikalar çevirmezsin.
Yok arkadaş, ben de lise okudum, hem de babalar gibi bir lisede -ki benim zamanımda kazanmak çok zordu- anadolu lisesinde okudum, dershaneye gittim. Biz mi çok çocuktuk, yoksa bunlar mı aklını kaçırmış anlamadım.
Gençlerin önüne böyle gerzek ve hiçbir teması olmayan dizileri koyuyorlar, sonra da bizim gençlerimiz neder düşünemiyor?
Bu diziyi takip edenlere benden bir abla tavsiyesi, o ne giymiş bu ne yapmış diyeceğinize, kendi geleceğinizi kurmak için çalışın. Ben bunun için çalıştım ve pişman olmadım. O kiminle gezmiş bu kiminle yatmış diye düşünen arkadaşlarımın hali, şu an kıytırık yerlerde sürünmekten ibaret.
Siz siz olun, böyle şeyleri izleyeceğinize gidip kitap okuyun, bir şeyler öğrenin. Kalkıp da akademik bazda kitaplar ya da illa siyaset okuyun demiyorum. Düşüş okuyun, Alacakaranlık okuyun, kelime hazneniz gelişsin bir, Türkçe'de öyle güzel kelimeler var ki. Oooo Maaaan! diyeceğinize daha oturaklı ve mantıklı tepkiler verebilirsiniz böylece.
İnsanlar dört bir yanda açlıktan ölüyor, bir avuç toprak için sınırlarda gencecik çocuklar can veriyor. Bu dünyada insanlar ölüyor ve siz öyle duyarsızlaştırıldınız ki, oturup küçük sırlarda Su kiminle gitmiş, yok o ne yapmış, o kırmızı rujlu kız neler tezgahlamış... Hümanizmin bittiği çağdayız, töre cinayeti o dizide oynayanlardan daha küçük kızları kurşuna diziyor. Onlar ise sadece sizin izlediklerinizle para kazanıyor, bu durumu önemsemiyorlar bile, gelirlerinin zerresini kadın sığınma evleri için harcamıyorlar.
Canlarım benim, zamanınızı düşünmeye, algılamaya ve duyarlı olmaya ayırın. Eğer savaş cinayetleri, töre cinayetleri, açlık devam ederse, bizden de ölenler olacak..
Biliyorum hepiniz duyarlısınız, duyarlı olmaya yatkınsınız. Umudumu yitirmedim ben hala.
Yok arkadaş, ben de lise okudum, hem de babalar gibi bir lisede -ki benim zamanımda kazanmak çok zordu- anadolu lisesinde okudum, dershaneye gittim. Biz mi çok çocuktuk, yoksa bunlar mı aklını kaçırmış anlamadım.
Gençlerin önüne böyle gerzek ve hiçbir teması olmayan dizileri koyuyorlar, sonra da bizim gençlerimiz neder düşünemiyor?
Bu diziyi takip edenlere benden bir abla tavsiyesi, o ne giymiş bu ne yapmış diyeceğinize, kendi geleceğinizi kurmak için çalışın. Ben bunun için çalıştım ve pişman olmadım. O kiminle gezmiş bu kiminle yatmış diye düşünen arkadaşlarımın hali, şu an kıytırık yerlerde sürünmekten ibaret.
Siz siz olun, böyle şeyleri izleyeceğinize gidip kitap okuyun, bir şeyler öğrenin. Kalkıp da akademik bazda kitaplar ya da illa siyaset okuyun demiyorum. Düşüş okuyun, Alacakaranlık okuyun, kelime hazneniz gelişsin bir, Türkçe'de öyle güzel kelimeler var ki. Oooo Maaaan! diyeceğinize daha oturaklı ve mantıklı tepkiler verebilirsiniz böylece.
İnsanlar dört bir yanda açlıktan ölüyor, bir avuç toprak için sınırlarda gencecik çocuklar can veriyor. Bu dünyada insanlar ölüyor ve siz öyle duyarsızlaştırıldınız ki, oturup küçük sırlarda Su kiminle gitmiş, yok o ne yapmış, o kırmızı rujlu kız neler tezgahlamış... Hümanizmin bittiği çağdayız, töre cinayeti o dizide oynayanlardan daha küçük kızları kurşuna diziyor. Onlar ise sadece sizin izlediklerinizle para kazanıyor, bu durumu önemsemiyorlar bile, gelirlerinin zerresini kadın sığınma evleri için harcamıyorlar.
Canlarım benim, zamanınızı düşünmeye, algılamaya ve duyarlı olmaya ayırın. Eğer savaş cinayetleri, töre cinayetleri, açlık devam ederse, bizden de ölenler olacak..
Biliyorum hepiniz duyarlısınız, duyarlı olmaya yatkınsınız. Umudumu yitirmedim ben hala.
Geri: Küçük Sırlar
İşte bunu beklemiyordum ! Mesajından bal damladı valla Gossip Girl'ü rastladığım zamanlarda izliyorum bir insanın hayatında her zaman entrika olmaz , her gün birini bırakıp diğeriyle ilişkiye giren de olmaz. Küçük Sırlar'da bunu taklit etmeye çalışıyor.
Ben her iki filmi de rastlasığım zamanlar izliyorum. Çünkü insan üyelerin avatarlarında sürekli chuck ve blair in öpüşme resimlerini ya da giflerini görünce , filmler feci övülünce izleme ihtiyacı duyuyor bakalım neymiş diye.
Gossip Girl beter , Küçük Sırlar daha da beter ...
İki filmi de çok izlemem ama rastladım mı izlerim. Bunlarla uğraşacağınıza geleceğinizi dşünün diyosun ama hayatımızın her anını geleceğimizi düşünmekle geçirmiyoruz tabi ki de gençlikle ilgili filmle izleyip beğenilerimizi dile getirecez ama galiba sen varı yoğu giyim kuşam ve ilişkiler olan filmleri özenip yaşayan insanlara diyorsun herhalde bunları
Çok abartmadıkça böyle filmlerin zararı yok bence.
Oooo Maaaan! e gelince sana katılıyorum . Ben öyle bir ortamda yaşıyorum , alıştım bir bahane değil. Bunlar özenmekten başka bişe değil.
Sonuç olarak Küçük Sırları beğenmediniz ha
Ben her iki filmi de rastlasığım zamanlar izliyorum. Çünkü insan üyelerin avatarlarında sürekli chuck ve blair in öpüşme resimlerini ya da giflerini görünce , filmler feci övülünce izleme ihtiyacı duyuyor bakalım neymiş diye.
Gossip Girl beter , Küçük Sırlar daha da beter ...
İki filmi de çok izlemem ama rastladım mı izlerim. Bunlarla uğraşacağınıza geleceğinizi dşünün diyosun ama hayatımızın her anını geleceğimizi düşünmekle geçirmiyoruz tabi ki de gençlikle ilgili filmle izleyip beğenilerimizi dile getirecez ama galiba sen varı yoğu giyim kuşam ve ilişkiler olan filmleri özenip yaşayan insanlara diyorsun herhalde bunları
Çok abartmadıkça böyle filmlerin zararı yok bence.
Oooo Maaaan! e gelince sana katılıyorum . Ben öyle bir ortamda yaşıyorum , alıştım bir bahane değil. Bunlar özenmekten başka bişe değil.
Sonuç olarak Küçük Sırları beğenmediniz ha
VD- İnsan
- Mesaj Sayısı : 42
Nerden : Boşuna Uğraşma Bulamazsın...
Geri: Küçük Sırlar
Şahsen ben beğenmedim, Tanrım Türkiye'de hangi entrika meraklısı kız bir onunla bir bununla yatağa girer ki?
Tamam herkesin bileceği iştir, kendi bedenidir bir şey demiyorum. Fakat mahremiyet diye bir şey vardır. Biriyle beraber olursun ama bunu el aleme duyurmazsın. Benim kendi yeğenime sözüm geçmiyor, "kızım izleme bunları" desem de... ve işin açık yanı VD, o da özeniyor, yok saçlarını öyle yapmalar, daha 16 yaşındayken dudakları kırmızı boyamalar.. zaten büyüyeceksin ki, zaten iş kadını olunca hep makyajlı olacaksın. büyümek için bu acele niye?
Neden iyi bitmiyor ilişkilerim, diyor sonra. Çünkü erkeğe ne kadar değerli olduğunu, o işportacıdan alınmış gibi duran cart bir rujla belli edemezsin.
iş bu mesajda yazar içini döktü
Tamam herkesin bileceği iştir, kendi bedenidir bir şey demiyorum. Fakat mahremiyet diye bir şey vardır. Biriyle beraber olursun ama bunu el aleme duyurmazsın. Benim kendi yeğenime sözüm geçmiyor, "kızım izleme bunları" desem de... ve işin açık yanı VD, o da özeniyor, yok saçlarını öyle yapmalar, daha 16 yaşındayken dudakları kırmızı boyamalar.. zaten büyüyeceksin ki, zaten iş kadını olunca hep makyajlı olacaksın. büyümek için bu acele niye?
Neden iyi bitmiyor ilişkilerim, diyor sonra. Çünkü erkeğe ne kadar değerli olduğunu, o işportacıdan alınmış gibi duran cart bir rujla belli edemezsin.
iş bu mesajda yazar içini döktü
Geri: Küçük Sırlar
Çünkü erkeğe ne kadar değerli olduğunu, o işportacıdan alınmış gibi duran cart bir rujla belli edemezsin.
Bu cümleyi senden çalıyorum Bana niye ilişkilerim iyi değil diyen arkadaşıma dicem Madem ciddi konuşmaları sevmiyor bu cümle tam da ona göre
Makyaj yapmak gibi bir derdim yok çünkü yaparsam 25 yaşında falan zannederler Büyük gözterdiğim için daha büyük göstermesem de olur İlişki derdim de yok çünkü biraz feministim Arada bir vuruyor ki feministliğim bütün erkeklerden iğreniyom Foruma bir erkek gelirse kötü davranmam merak etmeyin
Bu cümleyi senden çalıyorum Bana niye ilişkilerim iyi değil diyen arkadaşıma dicem Madem ciddi konuşmaları sevmiyor bu cümle tam da ona göre
Makyaj yapmak gibi bir derdim yok çünkü yaparsam 25 yaşında falan zannederler Büyük gözterdiğim için daha büyük göstermesem de olur İlişki derdim de yok çünkü biraz feministim Arada bir vuruyor ki feministliğim bütün erkeklerden iğreniyom Foruma bir erkek gelirse kötü davranmam merak etmeyin
VD- İnsan
- Mesaj Sayısı : 42
Nerden : Boşuna Uğraşma Bulamazsın...
Geri: Küçük Sırlar
Ben dizide ki mantık hatalarını bulmak istemiştim ama sizde diziyi can damarından yakalamışsınız. Ama bende eklicem..
Şuan ülkeme karşı olan her şeye her şeyimle karşı durmaya çalışıyorum(müzikten tut zamanı gelince siyasete kadar). Tamamıyla gereksiz face de bile 0 milyona kitabı buldum, doğudaki kütüphanelere yardım etmek için en güzel aracı(bi işe de yarasın artık). Sürekli kitap dağıtmaya, giysi vermeye falan çalışıyorum ama ilerde iş sahibi olmadan, hadi diyelim bir iş sahibi oldun bilgili olmadan, kendini geliştirmeden bırak birilerine yardım etmeyi, yardım edeceklerinden yardım beklemek zorunda kalacağımın farkına vardım. Sürekli okumaya, bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum ve öğrendikçe de bilgisizliğimin farkına varıp üzülüyorum.. Bilmediklerimi bi düşünsenize.. Ve asla öğrenemeyeceklerimi(özellikle kimsenin bilmediği tarihi sırlar, hani duyunca inanılmayıp gülünen şeyler.. işte bunları öğrenmek için canım çıkıyor..)
Ve töre.. Bu ülkenin kara lekesi.. Ama o insanları da bu duruma getiren yine kendi milletimiz.. Bunun tek çaresi okumak, peki bunun için ne yapılıyor.. Her yıl İstanbul'a o kadar lale dikeceğinize iki tane kitap verin bilmem neler demek istiyorum. Ama zamanında köylere kitap dağıtan adamı emekli yapan adama oy veren yine millet değil mi? Veya 60 yıl önce Hollandadan gelen 30 uçak siparişini geri çeviren devlet bakanını yine biz seçmedik mi? Bunları görünce sadece çocuklara yardım etmek istiyorum, Türkiyeden nefret ediyorum. Sonra Atatürk geliyor aklıma, onca şehit.. Dökülen onca kan.. Ağlayarak siliyorum düşüncelerimi.. Eğer gözümüzü açmak istiyorsak bu iş dizi seyretmekle olmaz.. Kendimize gelmeliyiz. Ben True Blood izliyorum gidipte ikide bir küfür mü ediyorum veya her önüme gelenle yatıyor muyum.. Hayır, ama yolda giderken bir erkeğin bir kıza bakışına bile dikkat ediyorum.. İsteyerek değil, ama eğer yakalarsam, cevap da veriyorum. Ve kanalde dizileri.. Hepsi aile yapısını bozmak için yapılmış diziler.. Benim gibi düşünen varsa ne mutlu bana, düşünen olmasada fark etmez, her şey ortada, O yüzden artık Türk dizilerini pek seyretmiyorum(her bölümden haberim var zaten :S).Facede Atatürke karşı olan kaç tane ... var biliyor musunuz, onlar yüzünden sinir krizleri geçiriyorum.. Dini kullanarak ona etmedikleri laf kalmıyor, sabahlara karşı onlarla uğraşıyorum ama öbür taraftan Aşk-ı Memnu yu köpek gibi izliyorlar..
Aslında demek istediğim şu: dizi seyredip seyretmemekle olmaz bu iş.. İstemekle olur, gidipte Devrim Arabalarını ve Mutluluğu izlerseniz ha Vali de var, demek istediklerimi çok iyi anlamış olursunuz bence. İnsanların kendine verdiği değer ise çok farklı bence, okuldakileri görüyorum da, 50 tane erkekle çıkmak marifetmiş gibi her çıktıkları erkekte yürüyüşleri değişiyor.. Giydikleri, davranışları.. Hepside basitleşiyor(bende ilk sevgilimde kendimi prenses zannetmiştim ama bir haftaya geçti, ayrıca bi de öpüştükleri fotoğrafları face ekliyorlar yaa, git ağzına patlat.. Benim elimi tutmak için elli takla atmışlardı.. Bu ne arkadaşım yaa, tamam sizin hayatınız ama ben anasayfam da seni görmek zorunda mıyım, bide her hafta değiştiriyorsun :S) dicem olucak
Şuan ülkeme karşı olan her şeye her şeyimle karşı durmaya çalışıyorum(müzikten tut zamanı gelince siyasete kadar). Tamamıyla gereksiz face de bile 0 milyona kitabı buldum, doğudaki kütüphanelere yardım etmek için en güzel aracı(bi işe de yarasın artık). Sürekli kitap dağıtmaya, giysi vermeye falan çalışıyorum ama ilerde iş sahibi olmadan, hadi diyelim bir iş sahibi oldun bilgili olmadan, kendini geliştirmeden bırak birilerine yardım etmeyi, yardım edeceklerinden yardım beklemek zorunda kalacağımın farkına vardım. Sürekli okumaya, bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum ve öğrendikçe de bilgisizliğimin farkına varıp üzülüyorum.. Bilmediklerimi bi düşünsenize.. Ve asla öğrenemeyeceklerimi(özellikle kimsenin bilmediği tarihi sırlar, hani duyunca inanılmayıp gülünen şeyler.. işte bunları öğrenmek için canım çıkıyor..)
Ve töre.. Bu ülkenin kara lekesi.. Ama o insanları da bu duruma getiren yine kendi milletimiz.. Bunun tek çaresi okumak, peki bunun için ne yapılıyor.. Her yıl İstanbul'a o kadar lale dikeceğinize iki tane kitap verin bilmem neler demek istiyorum. Ama zamanında köylere kitap dağıtan adamı emekli yapan adama oy veren yine millet değil mi? Veya 60 yıl önce Hollandadan gelen 30 uçak siparişini geri çeviren devlet bakanını yine biz seçmedik mi? Bunları görünce sadece çocuklara yardım etmek istiyorum, Türkiyeden nefret ediyorum. Sonra Atatürk geliyor aklıma, onca şehit.. Dökülen onca kan.. Ağlayarak siliyorum düşüncelerimi.. Eğer gözümüzü açmak istiyorsak bu iş dizi seyretmekle olmaz.. Kendimize gelmeliyiz. Ben True Blood izliyorum gidipte ikide bir küfür mü ediyorum veya her önüme gelenle yatıyor muyum.. Hayır, ama yolda giderken bir erkeğin bir kıza bakışına bile dikkat ediyorum.. İsteyerek değil, ama eğer yakalarsam, cevap da veriyorum. Ve kanalde dizileri.. Hepsi aile yapısını bozmak için yapılmış diziler.. Benim gibi düşünen varsa ne mutlu bana, düşünen olmasada fark etmez, her şey ortada, O yüzden artık Türk dizilerini pek seyretmiyorum(her bölümden haberim var zaten :S).Facede Atatürke karşı olan kaç tane ... var biliyor musunuz, onlar yüzünden sinir krizleri geçiriyorum.. Dini kullanarak ona etmedikleri laf kalmıyor, sabahlara karşı onlarla uğraşıyorum ama öbür taraftan Aşk-ı Memnu yu köpek gibi izliyorlar..
Aslında demek istediğim şu: dizi seyredip seyretmemekle olmaz bu iş.. İstemekle olur, gidipte Devrim Arabalarını ve Mutluluğu izlerseniz ha Vali de var, demek istediklerimi çok iyi anlamış olursunuz bence. İnsanların kendine verdiği değer ise çok farklı bence, okuldakileri görüyorum da, 50 tane erkekle çıkmak marifetmiş gibi her çıktıkları erkekte yürüyüşleri değişiyor.. Giydikleri, davranışları.. Hepside basitleşiyor(bende ilk sevgilimde kendimi prenses zannetmiştim ama bir haftaya geçti, ayrıca bi de öpüştükleri fotoğrafları face ekliyorlar yaa, git ağzına patlat.. Benim elimi tutmak için elli takla atmışlardı.. Bu ne arkadaşım yaa, tamam sizin hayatınız ama ben anasayfam da seni görmek zorunda mıyım, bide her hafta değiştiriyorsun :S) dicem olucak
urania- Site Sahibi
- Mesaj Sayısı : 63
Yaş : 30
Geri: Küçük Sırlar
Vay canına Ayşe içini dökmüşsün baya Okumadım, okuyamadım hepsini
bender- Site Sahibi
- Mesaj Sayısı : 87
Yaş : 30
Nerden : Kickapoo, Louisiana
Geri: Küçük Sırlar
Ayşeciğim çok haklısın, sana katılıyorum. Geçenlerde özel bir twit hizmetinde ben de öpüşen fotolarını koyan insanları gördüm, bir mana veremedim. Şimdi düşünüyorum bunun anlamı nedir diye, mantıklı bir çıkarım yapamıyorum. "Bakııın biz öpüşüyoruz, yakında da sevişeceğiz" mesajı vermek midir bu? Bir de bunlar büyüyünce doğuma kamerayla girip her şeyi çekip 7 kat ele izleten insanlar oluyorlar. Bu ne gösteriş meraklılığı.. Aman nasıl sevgilisi var, öpüşüyor, bunlar birbirini çok seviyor dedirtmek için bunları yapmaya değer mi?
Bu kadar mı açsınız aşka? Bu kadar mı açsınız sevişmeye? Homo erectus tan homo saphiens saphiense evrildik artık, uygarlaşın canım... Yeter artık..
Sonra da sevgilileri terk edince, ya sakinleştirici ya uyuşturucu kullanacaklar.. Değer mi?
Bu kadar mı açsınız aşka? Bu kadar mı açsınız sevişmeye? Homo erectus tan homo saphiens saphiense evrildik artık, uygarlaşın canım... Yeter artık..
Sonra da sevgilileri terk edince, ya sakinleştirici ya uyuşturucu kullanacaklar.. Değer mi?
Geri: Küçük Sırlar
Benim mantığım öyle şeylere izin vermiyor Yapanlara da acımaktan yapacak bir şeyim yok , kendilerini kullandırıyorlar.
Bu diziyi ,izlemek zorundayım çünkü Burak Özçivit var İlk filmi Zoraki Koca'dan beri hayranım
Bu diziyi ,izlemek zorundayım çünkü Burak Özçivit var İlk filmi Zoraki Koca'dan beri hayranım
VD- İnsan
- Mesaj Sayısı : 42
Nerden : Boşuna Uğraşma Bulamazsın...
Geri: Küçük Sırlar
gossip girl dizisini çok seviyorum çok güzel. kaçırmadan izliyorum. amerikada da çok izleniyo bildiğim kadarıyla. çünkü bu dizide yaşananlar gelişmiş herşeye açık, herşeyi kaldırabilen bir ülkeye gider. yani ülkemizin kültürüyle arasında farklar olan bir ülke ve dizide yaşananlar garipsenmiyor. fakat sen, daha gelişmemiş, kızlarını okula göndermek için kampanyalar yapan ülkene, git amerikada yayınlanan bir diziyi uyarla. olacak iş mi bu??? dizinin yayınlanmasını ülkemiz için büyük bir hata olarak düşünüyorum.
özlem- Çevirmen
- Mesaj Sayısı : 30
Yaş : 32
Nerden : istanbul
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz