Yunan Mitinden Karışık Aşk Hikayeleri
1 sayfadaki 1 sayfası
Yunan Mitinden Karışık Aşk Hikayeleri
Apollon ile Heliotrope
Zayıfve ince boyunlu bir nymphedir Heliotrope. Apollona aşık olur. İlkzamanlar karşılık bulur sevgisine ama hercai Apollon bir süresonra yüzüne bakmaz olur kızın. Üzüntüsünden erir kızcağızbir süre sonrada ölür, üzülür Apollon yaptıklarınasevgilisinin cansız vücudunu çıkarır topraktan ve onu bir çiçeğeçevirir. Öyle bir çiçek ki yüz bulamamasına rağmen Apollondannereye giderse gitsin yüzünü ona dönen bir çiçeğe dönmüştür,yani günebakana.
Tabiatolayları ile bağlantılı aşklar
Artemisveya Selene ile Endymion
Bakirekalmaya yemin etmiş ola Artemis geceleri gördüğü çobanEndymiona vurulur. Burada mithos karışmaktadır. Bazı kaynaklarArtemis değil Selene olduğunu söylerler. Aslında Artemis veSelene aynı temada bileşir, çoğu kez de Artemis ile Kybele. Bazızamanlar ay gökyüzünde kaybolur işte bu zamanlarda Artemisgizlice sevgilisinin mağrasına gider ve onunla aynı yatağıpaylaşır, derler.
Ekhoile Narkisos
Ekho,Zeus nymphelerle oynaştığı vakit Herayı oyalayan güzel seslibir nymphedir. Hera anlar ve kızar ona, cezalandırır. Sesinikeseceğim senin artık sadece son kelimeleri tekrarlayaraksöyleyeceksin der ve ondan sonra söze ilk başlayan nymphe olmazartık, sadece son kelimeleri söyleyebilmektedir. Güzel birdelikanlı olan Narkissos aşıktır ama ona seslenemektedir.Birgün Narkissos koruda dolaşırken bir ses duyar. Kimse var mıburada diye seslenir, nymphe Burda, burda diye cevap verir.Narkissos göremez onu. Gel diye seslenir. Kollarını açarakkoşar Ekho ama Narkissos kaçıp gider. Yüreği yaralı kızlardanbiri tanrılara yalvarır ve cezalandırılmasını isterNarkissos’un, aşkına karşılık vermemiştir çünkü. Nemesisöç alır ve bir suyun başında kendini seyreden Narkisosukendine aşık eder ve yansısına kavuşmak için sulara bırakırkendini, ölür. Ekho bunun üzerine dağlardaki bir mağarayaçekilir o gün bugündür sadece son kelimeleri tekrarlayıpdurmaktadır.
Yasakaşklar(Aşk-ı Memnular )
Aresile Aphrodite
Aphrodite,Hephaistosla evlidir ama yinede savaş tanrısı Ares ile birlikteolmaktan çekinmez. Hephaistos işte iken ve özellikle geceleri,yanında Alektryon adlı bir delikanlı ile gelir Ares. Onlar içerdebirlikte iken güneşin doğuşunu haber vermek üzere delikanlıdışarıda uyanık kalır. Ama bir gece uyuyuverir nöbetinde vegüneş Hephaistosa bildirir, olan biteni. Kızgındır ve öçalma isteğindedir demirci tanrı. İnce görünmez ama parçalanmayanbir ağ yapar ve yerleştirir yatağına sonrada işine gider. Zorbekler Ares gidişini onun ve ardından girer saraya soyunup yatarlarAphrodite ile her şeyden habersiz, girer girmez çalışır kapan vekıskıvrak yakalanırlar. Kıpırdadıkça daha sıkılaşır ağ,imkansızdır kurtulması, Hepaistos girer bu sıra içeri verezaleti görsünler diye çağırır tüm tanrıları. Gelirler vegülerler hepsi bu duruma kimisi kıskanır Aresi yerinde olmakister. Zeus bağışlamasını ister Hephaistosun, boyun eğer o dabaş tanrıya, Ares utancından kaçar gider ama gitmeden horozaçevirir Alektyronu ve o günden beri görevidir, gün doğuşunuhaber vermek insanlara.
Sevginingücü ve bedeli
Pygmalionile Galateia
İnsanınkendine ve kendi eserine aşkını anlatan ve aşkın taşıcanlandıracak kadar yüce olduğunu gösteren bir mitostur.Kadınlardan nefret eden bir heykeltıraş olan Pygmalion bir güniçten gelen bir dürtü ile mi yoksa tanrıların isteği üzeremidirbilinmez kusursuz bir kadın heykeli yapmağa girişir. Defalarcahünerli parmakları ile en mükemmel şekle getirmek için uğraşırheykelle. Sonunda bitirmiştir. Galateia adını verir ona. Bakanlarcanlı sanırlar, oda sevmektedir bu fildişi parçasını ve güngeçtikçe daha da bağlanır ama bilir ki sevgisi cansız bir varlıkiçindir. Aphrodite tapınağına gider ve karşısına Galateia gibibir kız çıkarması için yalvarır tanrıya. Sonra evine döner.Bir öpücük kondurur dudaklarına Galateianın şaşırır,cansız değildir artık ılık bir karşılık gelir, öptükçe decanlanmaya başlar heykel, sonunda dileği gerçekleşmiştirPygmalionun. Aşkına karşılık bulmuş ve sevdiğinekavuşmuştur.
Ebediayrılık ve ölümsüz aşk
Orpheusve Eurydike
Argonautlarseferinden döndükten sonra ünlü çalgıcı Orpheus Trakiayayerleşir ve burada güzel bir peri kızı olan Eurydikeyi severekevlenir. Bir gün çıldırasıya sevdiği karısı bir Aristaiosadlı bir çobanın takibinden kaçarken bir yılana basar ve sokmasıile ölür. Bu olaya aşırı kederlenen Orpheus dağlara çıkarfakat hiçbir şey, çalgısı bile teselli etmemektedir onu artık.Daima Euridikenin hayali gözünün önündedir. Karar verir yeraltına inecek ve usta sazının ezgileri ile Hades ve Pesheponeyietkileyip geri alacaktır ölüm dünyasından karısını. Yeraltında müziği büyük etki yapar Hadesin ruhu yumuşar ve razıoldu vermeye Eurydikeyi ama şart koşmuştur Hades, arkasındangelecektir Orpheusun ve gün ışığına dönünceye kadar birkere olsun bakmayacaktır karısının yüzüne. Kabul ederi vebaşlar yeryüzüne çıkmağa kendisi tam kapıdan çıkmıştır kibakmak arzusu düşer içine sabredemeyip dönüp arkasına bakarfakat daha henüz yeni çıkmak üzere idir Eurydike, belli belirsizbir hayal gibi görür karısını tutmak ister ama elinden kayıpgider. Tekrar Hadese dönüp almak ister karsını ama bırakmaztanrılar hiçbir ölümlü inemez ikinci defa yeraltına. Her şeydenelini eteğini çekip dağlara ve ormanlara vurur kendini burada birsüre sonra Bakkhalar tarafından paramparça edilerek öldürülür.Ölürken gülümsüyordu çok sevdiği karısına kavuşacağı içinartık. Nehre atılan kesik başı Musalar tarafından alınarakLesbos adasında adına yaptırılan tapınağa konur.
Ayrılmazbir bütünün iki parçası
Eros-Psykhe
Aşkve ruh ayrılmaz bir bütündür. Tüm aceleciliği ve merakısayesinde Erosu kaybetmiş olan Psykhe uzun sıkıntılı birarayıştan sonra yine bulur onu. Hikaye uzundur. Eski zamanlarda birkralın üç kızı vardı en güzelleri ise en küçüğü idi.Güzelliği dillere destan olan bu kız Aphroditenin tepkisiniçekmişti. Çünkü artık kimse ona tapmıyor ve sunu sunmuyordu.Erostan ona okunu atıp dünyanın en çirkin yaratığınavurulmasını sağlamasını istedi. Ama Erosun ona aşıkolabileceğini unutmuştu. Görünce yüreğine kor düştü Erosun.Annesine görevimi yaptım dedi günler geçiyor ama kız değil aşıkolsun tek bir talip bile çıkmıyordu. Bu sefer Apollona gitti.Ondan kızın anne ve babasına kızlarını kurban etmezlerse birfelaket getireceğini söylemesini istedi. Eros daha öncedavranmıştı. Apollon rüyasını girdi kızın ebeveynlerinin,onlarda irkilerek kahine danışmaya gittiler. Kahin onlarakızlarını siyahlar giydirip bir tepeye bırakmalarını vekanatlı bir yılanın gelip onu yiyeceğini söyledi. Denilenyapıldı aile ağlıyordu kız ise artık kurtuluyorum başımabela olan bu güzellikten dedi onlara. Oturup beklemeye başladıbir uyku bastırdı aniden, tatlı bir yel alıp onu başka bir yeregötürdü. Uyandığında bir sarayın önünde idi. İçeri girdibir ses onaHoş geldiniz evinize biz sizin uşağınız dedi.Ortalıkta kimseler yoktu. İçeri girdi ve yıkanıp kokularsüründükten sonra sofraya oturdu. Yemek yerken ses Gece yarısıkocanız yatağınıza gelecek dedi. Sevindi demek evliydi. Tamdenilen saatte birisi uzandı yatağa ama ışık olmadığı içingöremedi. Günler böyle geçiyordu. Bir gece kocası bakkardeşlerin senin bırakıldığı tepeye tırmanıyor dedi. Kızonları görmek istediğini söyleyince olur ama dedikleri hiçbirşeyi yapmayacaksın der. Kız kabul eder. Hoş karşılarablalarını hediyeler verir onlara dönerken. Kısa bir süre sonrayine aynı şeyler olur fakat bu sefer kıskanç ablalar baskıngelir. Ona bir çırağı ve hançer vererek kocası olan canavardankurtulmasını isterler. Kız gece yarısı çırağı yakar vebakmak arzusu duyar öldürmeden önce yüzüne yaklaştırır ışığıyakışıklı ve güzel bir delikanlı yatmaktadır. Heyecanlanır,sıçrayan bir damla yağ omzuna düşer delikanlının hemen uyanırve kaçar gider arkasından bir ses Güvenin ve sadakatin olmadığıyerde aşk yaşayamaz der. Anlar ki kocası aşkın kendisidir.Ardına düşer arayıp bulmak için ama boşunadır. SonundaAphrodite tapınağına sığınır ve yardım ister, hiç kaçırırmı bu öç fırsatını Aphrodite. Sayısız zor işe koşar ama herseferinde kız yardım görür üstesinden gelir işlerin. SonundaEros kaçar kapatıldığı yerden karısını alır ve Zeusunhuzuruna çıkar. Evlendirir onları Zeus ve ölümsüz yaparPsykheyi Aphrodite de sever bundan böyle gelinini ve aşk ile ruhayrılmaz bir bütün olurlar.
Aşkuğruna göze alınan tehlikeler
Heroile Leandros
Aşksınır tanımaz bazen. Hero ile Leandrosun aşkı da böyledir.Bir Aphrodite bayramında aşık olurlar birbirlerine. Araya girendeniz bile ayıramaz onları, her gece Heronun yaktığı çırağıyadoğru yüzer tüm yaz boyu Leandros. Azgınlaşan dalgalara vehırçınlaşan denize rağmen kışında sürmektedir bu gidişgeliş fakat bir gece kuvvetli bir rüzgar belki de bir tanrısöndürüverir çırağıyı. Yenik düşer dalgalara Leandros.Sabah sevgilisinin cansız bedenini gören Hero bırakır veriruçurumdan aşağı kendisini düşünmeden. Denizle çevrili birkaya parçasına mezar kazılır ve birlikte gömülür bu iki aşık.Dalgalar mezarı silip süpürse de aşkları ölümsüz kalır buiki aşığın.
Tanrılarınölümlülere olan aşkları
Odysseusile Kalypso
Odysseusgemisi azgın fırtınalarla parçalandıktan sonra nihayetKalypsonun yaşadığı adanın kıyısına varır. Kumsalda baygınyattığı sırada onu bulan Kalypso aşık olur. Alır mağarasınagötürür ve orada alı koyar. Güzelliği ve tatlı dili ile birsüre Odysseusu alıkoymayı başarır ve onu çok sever fakatOdysseusun aklı geride bıraktığı ailesindedir. Gitmekistemektedir. Aşık Kalypso bırakmak istemese de tanrılarıngöderdiği buyruğa boyun eğerek ona bir sal yapmasını söyler vegiydirip kuşatıp vatanına doğru sağ salim yollar. Artık geridekırık bir kalp kalmıştır.
Aieneasile Dido
Troiasavaşından kaçarken Libyaya yolu düşer Aieneasın. Buradaonu kraliçe Dido karşılar ve ağırlar sarayında. YakışıklıAieneasa ilk gördüğünde vurulmuştur. Aieneas uzun süre kalırDidonun yanında gitme vakti geldiğinde bırakmaz istemez Dido.Arkadaşları tarafından gizlice kaçırılır Aienas, sevgilisiningittiğini gören Dido öldürür kendini. Libyadan açıldıklarısıra göğe yükselen dumanları görür anlar ki yakılan Didonuncansız bedenidir. Böylece kötü biter bu aşk da.
Savaşayol açan aşklar
Parisile Helena
Troiakralı Priamos ile Hekabenin oğlu olan Paris ananesinin gördüğürüya üzerine doğar doğmaz İda dağına terk edilir. Burada birdişi ayı besler onu ve sonra bir çoban bulur be büyütür. Parisadı verilen delikanlı günler geçtikçe serpilip büyümeye veyakışıklı bir delikanlı olmaya başlar ve bir gün Zeustarafından Hera, Artemis ve Aphrodite arasında üzerinde engüzeline yazılı bir altın elmanın ortaya çıkardığı güzelliktartışmasını sonuçlandırmak üzere hakem olaraka seçilir. Hertanrı bir vaatte bulunur ama o Aphroditeyi seçer, çünkü ogüzeller güzeli Menelaosun karısı Helenanın aşkını vaatetmiştir ona. Yerine gelir arzusu ve Aphrodite bağlar ikisini.Paris kalkar Trioaya gider burada bir kral oğlu olduğunu öğrenirdaha sonra izin alıp Mykenaia doğru yola çıkar Menelaosunsarayında konuk olur ve Helenaya açılır. Onu kandırıpTroiaya kaçırdıktan sonra yunanlılar birleşerek öç almakiçin sefer düzenlerler. Bu aşk uğursuzluk getirir Troia üzerine,9 yıl süren uzun savaşlardan sonra onuncu yılın başlarındahile ile Troia düşer yerle bir olur ve halkı esir edilir. Paris veTrioa kral ailesinin birçoğu öldürülür geri kalanı da esiredilir. Dönüş hazırlıklarına başlayan yunanlılarda rahatkalmazlar başlarına birçok felaketler gelir ve serüvenlergeçirirler bunların en bilineni Odysseusun başındangeçenlerdir.
Doğanınkendisinde bütünleşen aşk teması
AttisAgdistis-Kybele
Attissöylencesi ile ilgili üç farklı anlatım vardır. İlk anlatımşöyledir. Bir gece Zeus rüyasında kabarır ve tohumunu yeryüzünebir döker bundan yarı kadın yarı erkek bir varlık ortaya çıkaradı Agdistis olan bu varlık tanrılar tarafından ele geçirilerekerkekliğinden edilir ve organından bir badem ağacı ortaya çıkarSangariosun kızı Nana bu ağaçtan bir badem koparır ve hamilekalır Attisi doğurur ve dağa bırakır. Büyüyüp yakışıklıbir delikanlı olan Attise salt kadın olan Agdistis aşık olur.Attis ondan kaçar ve Pessinusa gider orada kralın kızı ileevlenmeye kalkar. Tam düğün gecesi Agdistis gelir ve Attisiçıldırtır. Erkekliğini keser atar Attis ve ölür. Agdististanrılara yalvarır ve sevgilisinin bedeninin bozulmamasınısağlar.
İkincianlatıma göre Phrygia sınırında Agdos adlı bir kayaya anatanrıça adına tapınılırmış, Zeus aşık olmuş tanrıçayabirleşmeyi başaramayınca da tohumunu kayaya dökmüş. BundanAgdistis doğmuş çift cinsiyetli olan bu yaratığı Dionysossarhoş edip erkekliğinden etmiş. Uzvundan bir badem ağacıtüremiş Sangariosun kızı bir badem koparmış ve bundan gebekalmış, Attisi doğurmuş ve Sangariosun isteği ile dağabırakmış. Burada bir tekenin sütü ile beslenmiş . Agdistis veKybele ikisi birden aşık olmuşlar delikanlıya ama Midas onukızına almak istemiş. Agdistis Attesi çıldırtmış delikanlıbir çam ağacı dibinde erkekliğini keserek can vermiş. Kybele onugömmüş, akan kanından biten menekşeler çepeçevre sarmışlarağacı. Agdisitis Zeusa yalvarmış Attisin bedeni hiçbozulmasın diye. Dileği olmuş Attisin saçları büyümeye veküçük parmağı oynamaya devam edecekmiş. Sonra Agdistissevgilisinin ölüsünü almış ve Pessinus a götürüp ordagömmüş anısına bir bayram ve rahipler heyeti kumuş.
Kybeleile ilgili üçüncü anlatıma göre tanrıça Attis adlı birdelikanlıya tutkundur, onu Pessinus kralının kızı ile evlenmeküzere iken bulur. Düğün yerinde birden karşısına dikilerekçıldırtır ve kendi kendisini hadım etmesini sağlar. Attisinakan kanından bitkiler fışkırır ve bir çam ağacına dönüşürkendisi.
Buefsane ile ilgili törenlerden günümüze hala bazı esintilerkalmıştır. Bunlardan en önemlileri batı uygarlığında gelenekhaline gelmiş olan yılbaşı ağacının süslenmesidir. Anadoluiçin buna benzer bir durumda söz konusudur. Hangi köşesinegidersek gidelim Anadolunun mutlaka dede, yatır veya eren olarakadlandırılan mezar şeklinde bir kayalar kitlesinin başında birağaç var ise bunun üzerinin çaputlar ile dolu olduğunugörebilirsiniz. Bu tür yerlerin en ünlüsü ise İstanbuldakiTellidede olarak anılan yerdir ve burada da gelinlik çağına gelenkızlar yada bu vasıta ile evlendiğine inanan kızların adakolarak sundukları gelin telleri ağaç üzerine ve mezar üzerineserpilmekte ve asılmaktadır.
Kısacaözetlersek aşk ve cinsellik ayrılmaz bir bütün olmakla birlikteçoğu zaman bunlar ayrı tutulmuş ve manevi aşk dahayüceltilmiştir. Kutsal evlilik teması ve Eros Psykhe aşkı hemsoyut hem de somut ahlaki kavramları bir arada tutmaktadır. Bunundışında Kutsal evlilik teması bir bakıma yaratılışın vedoğumun ana kaynağı gibidir. Öte yanda birçok kahraman ve tarihiolaylar, aşklarla ve bunların sonuçlarından doğan intikam, kinduyguları ve felaketlerle bezeli destanlar haline getirilmiştir.Ama tek bir şey üstün tutulmuş, sevenler ve sevilenler arasındakiaşklar yüceltilmiş ve övülmüştür.
Yaşananher olay, hissedilen her duygu, yaratılan her şeyin nedeni gibigösterilir ki; yaratılışın kökeninde aşk vardır diyebilirizkısaca.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz